Blog Yazarı Olmak…

Blog yazmak ve yazmayı sevmek için birkaç neden...

Bir diplomaya ihtiyacınız yok, birilerinin imzalayacağı uyduruk sertifikaya da… Dershanelere gitmek, sınavlara girmek, torpil aramak zorunda da değilsiniz! İhtiyacınız olanlar sadece; tutkulu yada bilgili olduğunuz bir ilgi alanı, güçlü bir kalem ve hayal gücüne dayalı bir blog…

Bir hobiniz olabilir, bir konuda özgün bilgiye sahip olabilirsiniz; iyi bir eleştirmen, sıkı bir spor takipçisi, objektif bir siyaset yorumcusu, güzel yemeklerinin tariflerini paylaşmak isteyen bir ev hanımı, şiirlerini duyurmak isteyen bir aşk böceği, çocuğunun gelişimini paylaşmak isteyen bir anne… Her kim olursanız olun, eğer yazmayı seviyorsanız, konunuza hakimseniz ve sizden geriye bir şeyler kalmasını istiyorsanız internette size de yer var!

Amatör olarak başlayıp profesyonel blog yazarlığına terfi edebilir, geçiminizi sadece blog yazarak sağlayabilir yada ev ekonomisine katkıda bulunabilirsiniz. Ünlü bir gazetenin köşe yazarı kadar etkili, bir televizyon programı sunucusu kadar ünlü olabilirsiniz. Blog dünyasında yapabilecekleriniz konusunda tek sınır sizsiniz!

Blog dünyasını takip ettiğiniz sürece, basit insanların amatör başlamış blogları ile gündemi nasıl etkilediğini, sıfır sermaye ile kurulan blogların nasıl 350 milyon $’a satıldığını ve gelecekte bloglar aracılığı ile nelerin olacağına tanık olacaksınız...

Blog yazmanın en büyük faydasını ise yazmaya düzenli olarak devam ettikçe, bilgi birikiminizin ne kadar hızlı artığını ve bunun günlük hayatınıza ne kadar çok fayda sağladığını fark ettiğinizde hissedeceğiniz hazdır.

Yazar olmadan blog yazarı olmak…

“Bloğumun çok güzel bir tasarımı var, gündemi anlık olarak takip ediyorum ve bizzat özgün yazılarımı kaleme alıyorum. Peki bütün bunlara rağmen bloğuma gelenler neden çok az kalıyor, ziyaretçilerim neden bloğumu tekrar tekrar ziyaret etmiyor?” diye mi düşünüyorsunuz?

Blog yazarlığı belirli formüllere dayandırılabilse bile mutlak başarı yazarının kalemine bağlıdır! Tüm gereklilikleri yerine getirdiğiniz halde bloğunuzdan istediğiniz verimi alamıyorsanız eksiği seo, tasarım, kodlama gibi teknik konularda değil, yazarlık kabiliyetinizde arama zamanınız gelmiş demektir.


İyi bir yazar olmanın yolu hiç kuşkusuz önce “iyi bir okur” olmaktan geçiyor. Hayatında kitap okumamış, gazete ve dergi okuma alışkanlığı olmayan birinin yazdığı blog ancak ajitasyon yapan sabah programları müptelası kişiler tarafından takip edilebilir. (Gerçi oldukça kalabalık bir kitle :) Devrik cümleler, yerel ağız, hatalı kelimeler, hatalı dil bilgisi kullanımı ziyaretçilerinizi soğutmakla kalmayıp güven kaybetmenize de neden olur.

Örneğin, gündeme dair önemli bir habere ulaşmak için Google’da arama yapıp sizin bloğunuzu bulan kişiler doğru habere ulaşsalar bile, uyduruk bir yazı ile karşılaştıklarında muhtemelen okuduklarına güvenmeyip arama motorlarına geri dönerek yeni bir arama daha yaparlar... Yani doğru ve özgün yazmak kadar güven telkin etmek de çok önemlidir. Emin olun yazınızın kalitesi tasarım ve seo ayarlarından çok daha önemlidir.

Tabiki “dil bilgisi” önemli derken TRT sunucuları kadar disiplinli olunmalı demiyorum. Hem güzel Türkçe kullanıp, hem de yazım tarzı ve yeni terimler ile kendi üslubunuzu yaratarak bloğunuzu kişiselleştirebilirsiniz. Kesin olan bir şey varsa; sadece teknik açıdan mükemmel bir blog ile istenilen başarının elde edilemeyeceğidir. Herkes hayatımı yazsam roman olur der ama onu yazmak kalem ister.

Ziyaretçileriniz bloğunuzdan neler bekler?

Ziyaretçiler sizden her şeyden önce dürüstlük ve güven duymayı bekler. Bir çok ücretsiz blog servisinin olması sayısız "blogcu" ortaya çıkmasına neden oldu. Bedava olan çoğu şeyin değersiz hale getirilmesi adetten olduğundan, blogculuk da bu tutumdan nasibini aldı ve özellikle eğitim sistemi bozuk ülkelerin sosyal ağları çöp içerikler ile dolu hale geldi.

Özgün paylaşımı olmadan sadece başka bloglardan veya sitelerden içerik kopyalamanın, “sağlık sitesinin köşesinde akan süper lig fikstürleri gibi” sırf görüntü olsun diye bloglara embed kodları ile alakaya maydanoz eklentiler yapıştırmanın adı blogculuk değil blogcağızcılıktır.

Peki blogcuların velinimeti olan okurlar bloglardan neler bekler?

1.) Güncellik; Örneğin bir teknoloji bloğu yazıyorsanız ve cep telefonları piyasayı sallarken siz halen araç telefonlarından bahsediyorsanız, siz aslında güncel blog yazmıyorsunuz demektir.

2.) Özgün içerik; Daha bir önce baktığı sitede yazanların birebir aynısını sizin sitenizde de gören ziyaretçi bir daha bloğunuza uğramayacaktır. Bu yüzden kaynak belirtilmeyen kopyala-yapıştır yapmayın !

3.) Dürüstlük; Sırf SEO ile ziyaretçi çekmek adına yanıltıcı içerik eklediyseniz, bu yolla gelen ziyaretçi sadece bir kez gelir! Bir daha Google arama sonuç sayfasında bloğunuzu en üstte bile görse asla tıklayıp okumaya yeltenmez. Tek seferlik satış değil sürdürülebilir satış önemlidir.

4.) Kolay erişim; Ziyaretçi aradığını kolayca bulmak ister. Yazıların kategorilendirilmesi doğru yapılmalı, çok yorumlanan popüler yazılar ön plana çıkarılmalıdır. Her yazının altında benzer içeriklerden birkaçını göstermek erişimi kolaylaştıracaktır. Arşiv ve hakkımızda sayfalarının olması artı bir değerdir.

5.) Rahatlatıcı tasarım; Her yeri ayrı renkte yada kıpkırmızı, masmavi, sapsarı, renk cümbüşü siteler kaliteli içerik barındırsa bile rahatsız edici olacağından okunmaz. Mümkün olduğunca sade ve özgün bir tasarım tercih edilmelidir.

6.) Daha az reklam; Sırf tıklama başına birkaç kuruş fazla kazanmak için bloğu reklama boğmak ters etki yapar. Hele Pop-up ve Splash’lar ziyaretçilerin en çok tiksindikleri reklam modelleridir. İllaki PPC yöntemiyle kazanmak istiyorsanız muhakkak içerik ile uyumlu text veya az sayıda banner reklam kullanmalısınız. Aniden başlayan sesli içeriklerden uzak durmalısınız.

7.) Dialog; Ziyaretçiler yazı içeriği kadar yazının altına düşülmüş diğer ziyaretçilerin yorumlarını da önemserler. Çünkü genelde yorumlar bir şey beklemeden, samimi olarak yazılır ve güvenilebilir. Bu yüzden yazılarınıza yorum almaya çalışmalı ve yazılan yorumları geç kalmadan onaylamalısınız

Profesyonel Blogculuk

Profesyonel blog yazarlığı, blog yazma eyleminin para kazanmak için yapılmasıdır. Para kazanmanın yanında hobi, yardım, organizasyon gibi amaçlarla blog yazan arkadaşlar kendilerini profesyonel blog yazarı olarak adlandırmazlar. “Profesyonel yazar” terimi doğrudan “Çok iyi yazar” anlamına gelmese de, kişi eğer blog yazarak kazanabiliyorsa bu onu iyi bir yazar yapmaya yönlendirir diyebiliriz.

Profesyonel Blog Yazarı olmak

Profesyonel bog yazarı olmak için bir blog sahibi olmak şart değil ve hatta yurtdışındaki çoğu blog yazarı sadece tanınmış haber sitelerinde yada çok yazarlı popüler sitelerde yazarak kazanırlar. Kendi blogunu kurup geliştirebilen kişiler ciddi anlamda başarılı sayılabilirler. Çünkü tek başına bir bloğu yoktan var edip belirli bir kitlenin dikkatini çekebilmek için kaliteli içerik sağlamak ve istikrar yaratmak çok önemli bir meziyettir.

Kendini geliştiren, tanınan ve pazarlama yazıları konusunda uzmanlaşan blog yazarları önemli markaların yazarlığını üstlenebilirler. Hatta siyasi partiler, ürün veya hizmet satan holdingler de işinin ehli blog yazarlarına ihtiyaç duyabilirler.

Yazarlık kabiliyeti şüphesiz seo, sosyal medya, viral pazarlama konusundaki yetenekler ile desteklenmelidir. Aksi halde rekabet ortamında uzun soluklu bir iş yapabilmek kolay olmayacaktır.

Profesyonel blog yazarı olarak kariyer yapmayı planlayan arkadaşlar her şeyden önce konularında uzman olmalılar. Bundan sonraki en önemli konu ise istikrar…

Yazacak bir şeylerin varsa daha iyi yazarsın

Reklam sektöründe, amacının bir şeyler pazarlamak olmadığını söyleyen kişi dürüst değildir. Pazarlamak istediğimiz ürün/hizmet hakkında yazacağımız yazı için en gerekli hammadde bilgidir ve bu bilgiyi iki bölüme ayırabiliriz;

1.) Pazarlanacak ürün hakkında bilgi

2.) Müşterilerin ihtiyaçlarının neler olduğu hakkındaki bilgi

Her profesyonel blog yazarı, aynı zamanda iyi bir reklam yazarı olmalıdır. Sonuçta blog yazarlığı yeteneği ile takipçilerine kaliteli içerik sunarken, reklam yazarlığı ile de kazanç elde edecektir.

Gerekli olan bilgileri derlediğimiz de artık elimizde yazacak bir şeylerimiz vardır ve geriye sadece yaratıcılığımızla bunları harmanlamak kalmıştır. Zekanız ve yaratıcılığınız her ne seviyede olursa olsun, elinizde yazacak bir şeyleriniz yoksa etkili bir yazı yazamaz ve dolayısıyla istediğiniz dönüşümü de alamazsınız.

Konuyu örnekleyelim;
Bir diyet ürünü hakkında en iyi reklam yazısını kim yazabilir?

O diyet ürününü icat eden doktor mu?
O ürünü kullanan müşteri mi?
Herhangi bir reklam yazarı mı?

Sorunun en uygun cevabı şu olabilir; Ürün hakkında neredeyse mucidi olan doktor kadar , müşterinin ihtiyaçları ve ürünün faydaları hakkında en az kullanan müşteriler kadar bilgili, kendi işinde oldukça yaratıcı bir reklam yazarı…

Unutmayın "Kalite asla tesadüf değildir".

Blog yazarı adayı

Acemi blog yazarları genelde aynı başlangıç sürecinden geçerler ve benzer hatalar yaparlar. Çoğu bunların birer “hata” olduğunun farkında olmadığından kısa sürede blog yazmaktan vazgeçerler. Belki birkaç blog yazarı adayına faydalı olabileceğimi düşündüğüm için zamanında bizzat yaparak öğrendiğim ve aklıma ilk gelen 5 hatayı listelemek istiyorum.

Yeni blog yazarlarının kaçınması gereken 5 hata

1.) İstikrarsızlık; Mesele blog yazmaya başlamak da değil, yazmayı devam ettirebilmektedir. Yazılarınızı sadece birkaç kişinin okuduğu, neredeyse hiç yorum almadığınız, maddi bir kazancınızın da oluşmadığı günlerde sabırla kaliteli yazılar yazmaya devam edebilmek bir erdemdir. Zaten ancak bu süreci aşabilenler profesyonel blog yazarlığına adım atabilirler. Sabırsız yazarlar ise online dünyamıza bir çöp blog daha kazandırmış olurlar.

2.) Hedefsizlik; Bir planı olmadan acele ile blog yazmaya başlayanlar çok geçmeden hedefsizliğin pençesine düşerler. Yazma istekleri çoktur ama tanımlanabilir hedefleri olmadığı için bir yazıda siyaset, diğerinde astroloji hakkında yazmaya başlarlar. Zamanla bloğun içeriği daha da saçma bir hal almaya başlar ve nihayetinde başarısızlıkla sonuçlanan bir girişim olur.

3.) Özensizlik; Bloğu kurdunuz, güzel bir tema da seçtiniz ve tüm SEO ayarlarını yaptınız. “Hello world” yazısını silip ilk yazınızı yayınladınız… Bloğunuz hala çok boş, sadece bir yazı var ama siz bir an önce bloğunuzu içerik ile doldurup okurların beğenisine sunmak istiyorsunuz. İşte bu aşamada yapılan genel hata; sırf içerik olsun diye kopyala-yapıştır yazılar yayınlamak veya özensiz yazılar yazmaktır. Bu özensizlik bloğun olgunlaşmadan gerilemesine neden olabilir.

4.) Para hırsı; Blogculuk konusunda çok az fikri olan ve bu işi birazda hafife alanlar bloğuna içerik bile girmeden reklam eklerler. Kaliteli bir blog sunmadan önce para kazanmayı düşünen blogger adayları kısa süre sonra bu zihniyetle zengin olamayacaklarını anlar ama nedense bloğunu geliştirmeye karar vermek yerine blog yazmayı bırakırlar.

5.) Bilgisizlik; Yazacağınız konu hakkında herkesin bildiği kadar biliyorsanız yazmanın çok da anlamı olmaz. Okurlarınıza değer verip, gerekirse onlar için biraz araştırma yapıp kaliteli bir yazı yazmalısınız. Küp ne kadar doluysa, o kadar boşalır. Siz herhangi bir konunun hakimi bilgilere sahipseniz ziyaretçilerinizin sayısı da o derece hızlı artacaktır.

Bunlar aklıma gelen ilk 5′di sadece, bu yazıyı okuyan tecrübeli blog yazarlarının da yorum yoluyla birkaç madde ekleyeceklerini umuyorum. Zaman ayırıp okuduğunuz için teşekkür ederim.

Daha iyi bloglar için, bloğuna değer kat...